Zihnimiz gün boyunca müthiş bir bilgi bombardımanına uğruyor. Artık, hayatımızın her alanına nüfuz etmiş elektronik cihazlar sayesinde, neredeyse, banyo ve uyku dışında geçirdiğimiz tüm zamanda birşeylerle ilgileniyoruz.

Gözümüz sürekli bir ekranda hareket halinde. Bir yandan bir sosyal medya mecrasında geziniyor, diğer yandan gelen anlık iletileri okuyor, onlara cevap yazıyor, komik kedi videoları izliyor, gözümüze çarpan bir bilgiyi arama motorlarında arıyor, akşam izleyeceğimiz film ile ilgili yorumlara bakıyor, yiyeceğimiz pizzayı sipariş ediyor, müzik dinliyor, oyun oynuyoruz. Tabii ki bu kadarla kısıtlı da değil.

Ancak, bu bombardıman altında beynimize ulaşan bilgilerin çok azı sindiriliyor veya kullanılıyor. Dönemimizin yaşantı şekline verilen “Tüketim Toplumu” ismini hakeder şekilde bilgiyi alıyoruz ve hızlıca bir sonrakine geçip bir öncekini unutuyoruz. Araştırmalar, online bir metin üzerinde geçirilen ortalama sürenin 15 saniye olduğunu gösteriyor.

2014 yılında yapılan bir araştırma ABD’de her dört yetişkinden birinin bir önceki yıl tek bir kitap bile okumadığını gösteriyor. Ülkemizde bu oranın ne durumda olduğunu tahmin etmek hiç de güç olmasa gerek.

 

Bu durumun doğurduğu vahim sonuçlar gelecek için hiç de iyiye işaret değil.

Oysa kitap okumanın faydaları saymakla bitmeyecek kadar çok. Yapılan araştırmalar, düzenli kitap okumanın hafıza ve zihinsel yetenekleri her yaş için inanılmaz derecede geliştirdiğini gösteriyor. Düzenli kitap okuma alışkanlığına sahip olanlar, toplum önünde daha rahat konuşabilen, daha iyi düşünebilen kişiler, hatta bazı araştırmalara göre genel anlamda daha iyi bireyler.

Bu bağlamda, önemli olan çok okumaktan ziyade düzenli olarak okuma alışkanlığına sahip olmak. Özellikle uykuya geçmeden hemen önce. 2009 yılında Sussex Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre, uyumadan hemen önce yapılacak sadece altı dakikalık okuma, uykusuzluk problemini engelleyeceği gibi, zihni boşaltarak stresin %68 oranında azaltılmasını (ki bu değer müzik dinlemek veya bir fincan çay içmekten çok daha iyi) sağlayacak ve bedeni uyku için hazırlayacaktır.

 

Psikolog ve yapılan araştırmanın yöneticisi Dr. David Lewis’e göre bunun sebebini, kitap okumanın zihni tümüyle başka bir şey ile oyalamaktan ziyade, hayal etme eylemine aktif olarak adanma sağlaması ve zihnin tamamen farklı bir bilinç seviyesine geçmesi olarak açıklıyor.

Üstelik bunun için okuduğunuz kitabın yazarının Shakespeare veya Stephen Hawking olması gerekmiyor. Türünün edebi veya edebiyat dışı olması da hiç önemli değil. Kendinizi okuduğunuz satırlara vermeniz yeterli. Çünkü zihniniz kendisini kelimelerin oluşturduğu bu aleme adadığında tansiyonunuz kendiliğinden düzene giriyor, kaslar gevşiyor ve vücut uyku yoluna kendiliğinden yönleniyor.