İnsanın sevdiği kalbiymiş meğer… kalbimi çok özledim.

 

Kalbim sana yenildi. Bu ne güzel mağlubiyet çiçeğim.

 

Sen benim kalbimde huzur, sesimde duasın.

 

Sadece sev dedi gözlerin, bense aşka müebbet yedim.

 

Unuttum sanma! Bir şarkı çıkar yine severim seni.

 

O kadar güzel bakıyorsun ki bazen, bütün dünya kör olsun istiyorum.

 

Şimdi sen bilmezsin ama benim sana dokunmadan sarılmışlığım var.

 

Ben seni susayacak kadar, ben sana susayacak kadar, ben seni beni susturacak kadar sevdim...

 

Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin… Sabahattin Ali

 

Seni severken haddimi aşmak istiyorum. Öylesine sonsuz, öylesine soluksuz, nefesimi keser gibi…

 

Geceye ay düşer, aklıma gözlerin. Bu nasıl özlemek…Ucu bucağı yok, dibi yok, sonu yok!

 

Bütün sesler, bütün yüzler ve bütün gülüşler sana benzemeye başladı. Ya da ben seni özledikçe deliriyorum.

 

Keşke yanımda olsan da o yanaklarını sıksam.

 

Gitmek başkalarına karışmaktır. Ne olur gitme!

 

Yağmur gibi sev beni… Kaçmak mümkün olmasın.

 

“Aşk rüzgar gibidir, göremezsin ama hissedebilirsin.”

 

“Senden nefret eden bir çocuktan daha kötü olan tek şey: seni seven bir çocuk.”

 

Bir gerçek var ki… Asla sana sıradan gibi davranan birini sevme.

 

Bir kadının güzelliği gözlerinden görülmelidir, çünkü bu onun kalbine giden kapı, aşkın bulunduğu yerdir

 

Her zaman gülümsemeyle tanışalım, çünkü gülümseme sevginin başlangıcıdır.

 

Aşk, ateşe yakalanan bir dostluk gibidir. Başlangıçta çok güzel bir alev, genellikle sıcak ve şiddetli, ama yine de sadece hafif ve titrek.

 

Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!

 

Aşk, dokunamayacağım güzel bir çiçek gibidir.

 

Aşk büyüdükçe, kalplerimiz olgunlaşır.

 

Sahi neydi o kaide. Sevince mi kaybediyorduk yoksa kaybedince mi seviyorduk.

 

Aşka düşen insanlar için yer çekimi sorumlu değildir.

 

Birini tanıyorum ki tıpkı açan bir çiçek gibi öpen ama daha aceleci. Çiçekler tatlı. Yaşamları kutsal ve kısa. Dünyada hiçbir söz yok söylenebilecek onların aleyhine. Üzücü, değil mi, havadır onların tek öpebildiği.

 

Derin gözlerin var, gecenin kanat çırptığı. Körpe kolların çiçek ve göğsün gül rengi. Gönlümde vızıldayan yitik ve beyaz arı. Yaşıyorsun zamanda öyle suskun, incecik.

 

Meczup oldum aşkından yollara vurdum kendimi, Tibet’in en yüksek tepesinde yalınayak bir kadınım… Aşkından tek başıma bambaşka bir diyarda kilitli kaldım.

 

İstemedim, hiçbir şey, söylemek istemedim sana. Gözlerinde iki çılgın ağaç gördüm, gülüşten, esintiden, altından iki ağaç.

 

Ne uzundur unutuş, ah ne kısadır ayrılık. Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca. Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü Belki bana verdiği son acıdır bu acı, belki son şiirdir, bu yazdığım şiir ona.

 

Evrene uzanmış ezginin kanat ucundan, gelip gelip ayaklarına dokunuyorum sevgilim…

 

Eğer bir lokmacık bile sevemezsen beni, hiç mi hiç sevemezsen eğer acımı bağışla, beni hoşgör, seni seviyorum…

 

Yalnız doğduk, yalnız yaşıyoruz, yalnız ölüyoruz. Sadece aşkımız ve dostluğumuz sayesinde yalnız olmadığımız gerçeğini anımsıyoruz.

 

Hayatınızın en hüzünlü, karışık zamanlarında bile, kime aşık olduğunuzu asla kontrol edemezsiniz. İşte Aşk tam da budur.

 

Paraya ihtiyacın yokmuş gibi çalış. Hiç incinmemişsin gibi sev. Kimse izlemiyormuş gibi dans et. "Satchel Paige"

 

Beni sev ya da nefret et, ikisi de benim lehime. Beni seviyorsan, daima kalbinde olacağım ve benden nefret ediyorsan, aklında olacağım. "Qandeel Baloch"

 

Başarılı bir evlilik, daima aynı kişiyle, birçok kez aşık olmayı gerektirir. Mignon McLaughlin