Bazı yerler vardır; kartpostallarda, belgesellerde onu kaç defa görmüş olduğunuzun bir önemi yoktur. Göz göze geldiğinizde beklentilerinizi aşan bir heyecanı yaşatırlar. Antik Kent Petra, benim için işte öyle bir antik şehir. Dünyada daha önce gördüğüm hiç bir yere benzemiyordu.
Bir kanyonda gizlenmiş̧ Petra kentin duvarları arasında dolaşırken ona hayran kalmamak mümkün değil. Gizemi, renkleri, hissettirdikleriyle şaşırttı beni, kendine hayran bıraktırdı. Güneşin açısına göre rengi pembe, kırmızı, turuncu ve sarıya dönüşen kayalıkları, Nebatiler öyle güzel şekillendirmişlerdir ki, Şair John William Burgon, burası için “Tarihin yarısı kadar yaşlı gül kırmızısı şehir” ifadesini kullanmış.
Dünyanın en gizemli kentlerinden Petra, tarih ırmağının hırçın dalgaları arasında kaybolup gitmeden önce, Nebati Krallığının başkentiydi. Sıra dışı bir halk olan Nebatiler, köken olarak göçebe kabilelerdi. Buraya Arap yarımadasından geldiler, ticaret yollarını kontrol etmeleriyle tanındırlar. MÖ 400 ile MS 106 yılları arasında burada muhteşem bir kent kurdular ve onu geniş̧ bir ticaret krallığının merkezi yaptılar.
Gazze’den Şam’a, Kızıldeniz’den Basra Körfezi’ne kadar önemli bir ticaret kavşak noktasında olan bu kervan şehri, Arabistan, Mısır, Suriye, Hindistan Yunan ve Roma’yı birbirine bağlıyordu. Nebatiler burada batıda Romalılar ve Helenistik dönem Yunanlılarıyla ve doğuda Perslerle ticaret yapıyordu.
Nebatilerin şöhreti, dönemlerinde dünyanın en zenginleri olmasından geliyor. Tütsü ve baharat ticaretinde o kadar maharet kazandılar ki, Çin’den ve Hindistan’dan getirilen baharatlar, tütsüler, yağ ve parfümler buradan da dünyanın dört bir yanına sevk ediliyordu. Değerli yükler taşıyan uzun kervanları Arabistan’dan Akdeniz’e ulaştırıyorlardı. Ticaret sayesinde çok zengin ve nüfuzlu hale geldiler.
Son Nebati Kralı II. Rabbel’in Romalılara yenilmesine sonra Nebati Krallığı, MS. 106 yılında Roma İmparatorluğuna ilhak edildi. Bu bölgeye Hıristiyanlık 4. yüzyılda geldi, Müslümanlar ise 7. yüzyılda. On ikinci yüzyılda kısa bir süre Haçlıların egemenliğine girdi. MS 400 yıllarından sonra deprem ve ekonomik sıkıntılardan dolayı gözden düşen Petra, zaman içerisinde unutulup gitti. Nebatiler ise ardında bu kayıp kenti bırakarak yeryüzünden silindiler.