Portekiz'in başkenti Lizbon’un Belem bölgesinde yer alan Jeronimos Manastırı şehrin en önemli mimari ve tarihi yapılarından biridir. Kral 1. Manuel (1496) döneminde yapımına başlanan manastırın tamamlanması 70 yıl sürmüş ve manastırın yapımında birden fazla mimar görev almıştır. Manastırın yapılması için gerekli kaynak büyük ölçüde baharat ticaretinden sağlanan gelirlerle karşılanmıştır. Portekiz'in altın çağı olan keşifler döneminin en görkemli eserlerinden biri olan bu manastır-kilise kompleksi Avrupadan Hindistana giden ilk denizci olan Vasco da Gama’nın Hindistan seferinden dönüşünün anısına yapılmış, adını da bir dönem Anadolu'da da yaşamış olan ve denizcilerini koruyucusu olduğuna inanılan Aziz Jerom dan almış.
16. Yüzyılda Portekizde gelişen Gotik, Rönesans ve Arap esintilerinin sentezlenmesiyle oluşan gösterişli bir mimari tarz olan Manuel’in tarzında inşa edilmiştir. 32 Metre yüksekliğinde ve 12 metre genişliğindeki yapı 2 katlıdır, ilk bakışta oldukça görkemli görünen yapının ilk göze çarpan detayları dondurma külahını andıran konik külahları, Paristeki Notre Dame Katedrali gibi büyük katedraller, kiliseler ve saraylarda Gotik mimarinin tipik özelliklerinden efsanevi Çörtenler (Gargoyle), avludaki dantel gibi işlenmiş kemerler, revak iç duvarlarındaki etkileyici motifler, ince taş işçiliği ve görülmeye değer güzellikteki kapıları ile son derece etkileyicidir. Yapının dış cephesinde Hıristiyanlık figürleri dışında denizcilik sembolleri ve hanedanlığı temsil eden figürler ile palmiye ve baharat ağaçlarının figürleri de yeni keşiflere atıfta bulunmaktadır.
Manastırın dışı kadar içi de çok ihtişamlı mimari ve sanatsal öğeler içermektedir. Manastırın içinde bir çok kral ve kraliçenin mezarları bulunmakla birlikte hemen girişte karşılıklı olarak ünlü kaşif Vasco da Gama’nın ve Portekiz’in milli kahramanı şair Camoes’in lahit mezarları özellikle ilgi çekici detaylardandır. Manastırdaki kraliyet katedralindeki altar (sunak) bölümü Rönesans, diğer bölümlerde ise Gotik mimari üslup göze çarpmaktadır. Tavanın bir bölümü çok geniş olmasına rağmen sütunsuz inşa edilmiştir. Güney girişindeki Aziz Peter, elinde kılıcı ile Aziz Pavlus ve denizci Henry betimlemeleri dikkat çekicidir.
Lizbon’un en güzel mimari örneklerinden biri olan Jeronimos Manastırı farklı mimari üslupların bir arada görülebileceği nadir yapılardan biridir.