Eski bir cadde düşle, düşlediğin onca şey arasında bu sefer de böyle olsun böyle düşledim de, düşle ki bir cadde kaç yaşama şahit olmuş, kaç aşka, sevince, ayrılığa yahut hüzne öylesine geçtiğin o cadde belki bir akşam vakti mağrur ve ıslak gözlerle birine, tam tutunabilecekken düşlemenin ve düşmenin eşiğinde öylece geçip gitme.
Bu cadde de gün armağanıdır yeniden tanrının tüm güzellikleriyle içinde işte öyle günler de yaşamayı düşle, eksiliyorsa kelimelerin bunun üzerini sadece bir eylem, gülümse.
Bu caddeye çok yağmur yağar gökkuşağı için, içini aç yağmurlara ve fırtınaya belki, sonra da güneşi davet et içeri. Bu sefer öylece düşleyip geçme düş düşlerinden yaşamın hoyrat zeminine sonra kalk acımadı ki de hisset tüm benliğinle var olmayı belki bu cadde de, zamana olan inancı zamanla kaybeden birini de düşle.
Sonra o caddeyi o caddedeki insanları oku yüzlerini, gözlerini insan tuhaf varlıktır düşlere bakarsak eğer, ama farklı caddelerden yürüdüğümüzden belki çokta dikkat etmeyiz. O yüzden düşle ki herkes biricik. Farklı caddelerde de. Farklı caddelerde güzeldir, başka zaman düşlerinde.
Alice