Kuzey Avrupa şehirleri birbirini anımsatır insana ama her birinin tadı, dokusu başkadır ötekinden… Batı Flandre kıyıları ise bambaşkadır. Özellikle Belçika’nın Batı Flandre Kantonu’nun başkenti Brugge (Brüj) asla yaşlanmayan bir leydiye benzer. Ortaçağ’da saati durdurmuştur sanki. Evleri, kiliseleri tamamen bir Ortaçağ filminin setindeymişsiniz gibi hissettirir.


I. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da çoğu şehir yerle yeksan olsa da Belçika Krallığı’nda Flaman Bölgesi’nin başkenti Brugge (Brüj) onlardan biri değil. Savaş bu şehri es geçtiği için de ilk günkü gibi duruyor. Rivayet edilen o ki şehir Ortaçağ’daki büyüklüğünü hiç aşmamış, genişleyip bozulmamış. Ilık bahar havasında bu masal kentini adım adım keşfederken, uzaktan sesi gelen faytondan elinde mendili ve şemsiyesiyle bir Flaman leydinin ineceğini düşünebilirsiniz.


Brugge, kanallarıyla müsemma; adını da bu kanalların üzerinden geçen “köprü”lerden almış. Şehirdeki kanalları baştan başa gezmeniz için tur tekneleri iyi bir fikir ama tarzınız daha klasikse fayton turu da gezinizi taçlandırıyor. Dijver Kanalı’ndan geçerken bütün heybeti ve zarafetiyle Bizim Leydi Kilisesi, gölgesini üzerinize düşürecek. Kulesi yaklaşık 125 metre olan kilisenin içini mutlaka gezmek gerek. Zamanın Burgonya Dükü ve pek sevilen kızı Maria burada yattığı için kiliseye bu ad verilmiş. Dük ve kızının siyah mermer lahitleri üzerindeki altından heykelleri muhteşem ve kilisenin içinde Michelangelo’nun Madonna ve Çocuğu heykeli var.


Şehrin tarihini canlı canlı yaşamak isterseniz, Historium Müzesi kapılarını açmış sizi bekliyor. Tamamen interaktif bir müze, şehrin kuruluşunu izlerken başınızdan aşağı bir anda samanlar dökülüyor. Önceki yüzyıllarda seller çamurlar basmadan önce liman kenti olarak geçimini sağlayan Brugge’de deniz mahsullerinin her türünü, özellikle midyeleri denemelisiniz. Patates kızartması Avrupa’nın her yerinde sahiplenilir ama patates siparişini bu topraklarda verecekseniz, Belgian fries” demenizi istiyorlar. Bu arada küçücük bir uyarıda bulunmak isterim, Belgian fries’ın farkı bazı yerlerde domuz yağında kızartılmış olması, sipariş vermeden önce kızartmada hangi yağın kullanıldığını sormanızda yarar var.

Belçikalılar, waffle’ı da sahiplenmişler ama haklılık payları var, çikolatanın hası buradayken, waffle da efsane oluyor. Brugge iki üç günde rahatlıkla gezilebilecek bir şehir; kışın aşırı soğuk, yazın çok kalabalık bu yüzden mantıklı olan buraya baharda gelmek. Brugge’den ayrılırken yanınızda götürmeniz gerekenlerse bolca fotoğraf, Belçika çikolatası ve dantel.

Manş Kıyılarında Güneş Banyosu

Belçika’nın bu bölgesini gezerken sadece Brugge’ü anlatmak haksızlık olur. Bölgenin bir diğer gözbebeği Ostende. Burada da tarih ve mimari namına Ortaçağ yaşatılmış ama turistlerin buraya esas geliş nedeni muhteşem kumsalları. Ostende, Manş Denizi kenarında ve karşı kıyısındaki İngiltere’ye göz kırpacak kadar yakın. 19. yüzyılda İngilizler, güneş banyosu ve yüzme modasını başlatıp Ostende kıyılarına inmeye başlayınca, bütün Avrupa gözlerini bu kumsallara çevirmiş. Büyük ve küçük şeklinde anılan iki kumsalın büyük olanı uzun süreli tatilcilere, küçüğü ise günübirlikçilere ayrılmış.

İngiltere’den hızlı feribotlarla günübirlik denize girmeye gelen sayısı çok fazla. Denizden sahil şeridine bakınca büyük oteller sahil ve şehrin merkezini birbirinden ayıran bir paravan gibi görünüyor, bir başka popüler yazlık mekan olan Knokke- Heist’ta da durum aynı.


Bu Mayıs, Kediler Resmi Geçidi’ni Kaçırmayın!

Flaman Bölgesi’nin en ilginç yerlerinden biri Ypres, Flamanlar buraya “Leper” diyor. Kuzey Denizi’ne bağlanan düz ovaya kurulu kent, Brugge gibi bir Ortaçağ şehri ama onun kadar şanslı olamamış. I. Dünya Savaşı sonrası tamamen yerle bir olan şehrin, orijinaline sadık kalınarak yapılan en önemli yapısı “Kumaş Konağı.” Dillere destan çan kulesinde 49 tane çan var. Bu çanları tek bir müzik aletiymişçesine çalıyorlar özel günlerde, özellikle “Kediler Resmi Geçidi” sırasında. Şöyle ki: Üç yılda bir mayıs ayının ikinci pazarı, Ortaçağ kıyafetleri içinde, cadı ve kedi gibi giyinmiş kişilerden oluşan bir alay, şehrin önemli meydan ve sokaklarından geçer. Kumaş Konağı önünde geçenlerin üzerine çan kulesinden oyuncak kediler atılır. Eğer bu yıl unutulmaz bir tatili bu muhteşem deneyimle perçinlemek isterseniz, üç yılda bir rastlayabilirsiniz.

Brugge’den Ne Alınır?

  • Belçikalıların enfes waffle’ının sırrı çikolataları… Çikolata müzesini gezdikten sonra iştahınıza dur diyemeyeceksiniz. Bu yüzden hazır buradayken çikolata ve waffle’ın tadını çıkarın. Dönerken de sevdiklerinize bol bol çikolata almayı unutmayın.

  • Dantel… Evet hepimizin evlerinde annelerimizden, anneannelerimizden kalma danteller var ama kalıcı ve şık bir hediyelik için dantel oldukça iyi bir seçenek. Özellikle dantelden yapılma şapkalara bayılacaksınız.