“Aa hadi Belgrad’a gidelim!” deyip bilet alma aşamasına gelene kadar kafanızdan geçebilecekleri sizi kategorize ederek tahmin edelim. Kendine pek güvenli Türk erkeklerimiz gece hayatında rüzgar gibi eseceğini düşünerek, Osmanlı’dan kopamamış arkadaşlarımız “oo buralar eskiden bizimdi kanka” hevesine girerek ve bazılarımız ucuz bir ülke olmasından mütevellit küçük bir Avrupa ülkesini daha görebileceğini umarak gidiyor olabilir. Biz son kategoriden hallice, ama biraz daha gezgin ruhlu ve merak odaklı yaklaştığımızı söyleyebiliriz. Bu kadar laf kalabalığını neden yaptın derseniz şöyle açıklayalım; Belgrad hangi sebeplerle giderseniz gidin, çok yüksek ihtimalle beklentileriniz üstünde çıkacak bir şehir. Bunu söylerken “Of gezilecek yerler ne kadar muhteşemmiş, aman ne şahane müzeler gezdik” gibi bir durumdan bahsetmiyoruz. Ama ruhu olan ve en önemlisi günün her saati “yaşayan” bir şehrin orta yerine düşmenin verdiği hazzın yerini hiçbir şey tutamaz ve Belgrad bizde bu hissi yaratmayı kesinlikle başardı. Yeterince gazı verdiysek toplanın, Belgrad Gezi Rehberi hazır!
Belgrad’a Ne Zaman Gitmeli?
Belgrad’a gitmek için en iyi zamanı belirlemenin yolu, kendinizi bir “her iklimin gezgini” olarak görüp görmemenizden geçiyor. Neden? Çünkü kışlar burada hard core, çılgın geçiyor. Karsa kar, yağmursa yağmur, çamursa çamur. Yani eğer gittiğiniz şehirlerde zorlu iklim koşullarına gelemiyorsanız buraya yazın gideceksiniz. Biz yine konuyu biraz açalım:
-Kış: Belgrad Aralık’tan Mart’a kadar ortalama 3-4 derecelik bir sıcaklık ortalamasına sahip. Balkanlar’dan gelen soğuk hava dalgasından az çekmemiş insanlar olarak ne derece bir soğuğa maruz kalacağınızı aşağı yukarı tahmin edebiliyorsunuzdur. Bu sebeple, eğer sert hava koşullarına gelemiyorsanız, ya da bizim gibi “aa sonunda kalpak takabilirim oley” şeklinde saçma sapan şeylere sevinmek gibi bir huyunuz yok ise, kış aylarında Belgrad’ı tercih etmek sizin açınızdan pek de mantıklı olmayabilir. Özellikle gece hayatına vurulup gidiyorsanız, kış döneminin biraz daha sakin geçtiğini hatırlatmakta da fayda var.
-Yaz: Şimdi burada satırlarca yaz överdik ama, aranızda sıcaktan çok da hoşlanmayanlarınız olduğunu da bildiğimiz için içimizde bir tedirginlik var. O yüzden ne biliyorsak söyleyip gideceğiz. Efendim yaz dönemi tabi ki Belgrad’ın gece hayatı ve etkinlik bakımından en aktif dönemi. Bu nedenle gideceğiniz yerlerin çoğu diğer dönemlere kıyasla daha kalabalık olacak olsa da, 26-27 derecelere ulaşan sıcaklığı yazı hissetmek isteyenler için şahane dönemler.
-İlkbahar&Sonbahar: Last but not least (Essay’lerin kralı olmak için sizin de kullanmışlığınız vardır) kullanmanın tam yeri olduğunu hissettiğimiz İlkbahar&Sonbahar dönemi, biraz risk almayı kabulleniyorsanız sizin için iyi bir tercih olabilir. Risk diyoruz, çünkü yağmur ihtimali çok yüksek. Ancak Mayıs ya da Eylül civarında giderseniz 17-18 dereceleri görmeniz, gayet mutlu mesut dolaşabilmeniz mümkün. Yine de orada bizde olduğu gibi yağmur başladıktan 1 dakika sonra ortalıkta esrarengiz şekilde beliren şemsiyeci amcalar olmadığını göz önünde bulundurarak kendi şemsiyelerimizi unutmuyoruz.
Belgrad Pahalı Mı?
Bütçe kısmı birçok gezi rehberinin en karamsar noktası olduğu için, Belgrad Gezi Rehberi girişini sizi sevindirecek bir cümle ile yapalım: Belgrad gerçekten ucuz bir şehir. Şehrin en şahane yerlerinde, krallar gibi yemek de yeseniz Avrupa’ya ve İstanbul’a kıyasla çok daha uygun fiyatlarla karşılaşacak, taksiciler tarafından kazıklandığınızı fark etseniz bile “aa adam 2 lira kazıklamış yahu” diyecek ve sakinleşeceksiniz. Tabi ki bu bütçe işi göreceli bir kavram, sonra gidip de bize “bu mu ucuz?” demeyin. Yine de iddialı konuşmaktan çekinmiyoruz, diğer Avupa şehirlerine ayak basıp ne kadar para harcanabildiğini fark ettiyseniz, Belgrad’ı bu konuda seveceksiniz. Konuyu biraz daha detaylandıracak olursak;
-Sırbistan’ın para biriminin Sırp Dinarı olduğunu ve RSD şeklinde geçtiğini hatırlatalım.
Ortalama bir restoranda ana yemek: 400-700 RSD
İyi bir restoranda ana yemek: 700-1600 RSD civarı
Su: 45-70 RSD civarı
Bir pastanede kruvasan: 55-75 RSD civarı
Kahve: 120-160 RSD civarı
Bira: 150-250 RSD civarı
Kokteyl: 350-500 RSD civarı
Belgrad’da Konaklama
Belgrad’da konaklama meselesinde adeta nokta atışı yapmış olmanın haklı gururunu yaşayarak size birkaç seçenek değil, tek bir yer önereceğiz; Zig Zag Belgrade. Önceden belirtmekte fayda var, burası bir otel değil, size kısa dönemli evler kiralayabileceğiniz bir servis sağlıyorlar. Evin içi kendi evinize dönmek istemeyeceğiniz kadar şahane dekore edilmiş, üstelik lokasyonu bizim abuk subuk yerlere yapılan toplu konutların reklamlarında söyledikleri gibi “Her yere yürüme mesafesi”. (tabi bu gerçekten öyle) Yürümeyecekseniz toplu taşımaya, araba kiralayacaksanız otoparkınız dibinizde. Üstelik size yardım etmeye Whatsapp’tan ekleyecek kadar gönüllü insanların çalıştığı bir yer olduğu için gerçekten buradan mutsuz ayrılmanız mümkün değil. İlgilenenler için şurada işinize yarayacak her türlü bilgi mevcut.
*Bu arada belki fark etmişsinizdir, bir süredir internet alışverişlerinizde harcamanızın bir kısmını nakit olarak geri kazanmanızı sağlayan Artıway ile bir ortaklığımız var. Kendisi özellikle otel (booking.com, hotels.com gibi), uçak, araba kiralama gibi konular için rezervasyon yaparken sık sık kullandığımız bir site. Artıway kapsamında seyahat siteleri dışında N11, Hepsiburada, Nike, Markafoni, Trendyol gibi yüzlerce marka da mevcut, dolayısıyla internet üzerinden sık alışveriş yapıyorsanız Artıway’i bi’ kurcalamak isteyebilirsiniz. Şayet Artıway’e üye olmak isterseniz şu link üzerinden üye olduğunuzda 10tl bonus da bizden, hadi yine iyisiniz.
*Bunu da eklemeden de geçmek istemiyoruz, bu hem sizin hem bizim işimize yarayacak win win bir indirim durumu. Eğer Airbnb kiralamak isterseniz oluşturduğumuz şu davet linki aracılığıyla Airbnb’ye üye olduğunuzda 130tl gibi bir indirim kapabiliyorsunuz. Siz bu indirimi kullandığınızda Airbnb bize de teşekkür babında belli bir kredi yüklüyor, bunu da söylemek istedik çünkü aslında size indirim fırsatı sunup da bize hiç bir faydası yokmuş ve sinsilik kovalıyormuşuz gibi görünmek istemiyoruz. Özetle iki taraf için de işe yarar bir durum. Eğer hali hazırda bir üyeliğiniz varsa yeni bir mail adresiyle hesap açıp indirimden faydalanabilirsiniz, aklınızda bulunsun.
Belgrad’da Ulaşım
-Belgrad İçinde Ulaşım
Gittiğiniz herhangi bir şehirde bol bol yürümenin o şehri tanımanın en iyi yolu olduğunu düşündüğümüz için Belgrad bizi bu konuda baya mutlu etti. Çünkü pek de büyük bir şehir olmadığı için sağa sola yürümek baya kolay olduğu gibi, ilk günler “aa nasıl buraya çıktık ulan, amma yakınmış” şeklinde tepkiler verdirttiği bile oldu. Ancak tabi ki toplu taşımaya ve yer yer taksiye ihtiyacınız da olacaktır. Bunun için seçenekleriniz daha çok adını duymayalı uzun zaman olan TROLEYBÜS ve otobüs üzerine kurulu. (hayır metroyu yazmayı unutmadık) Eğer şehrin merkezi noktalarında bir yere ulaşacaksınız 150 RSD, biraz daha dışta kalan bölgelere gidecekseniz ise 250 RSD’ye kadar çıkabiliyor, yani o da uygun. Dostum bu Belgrad bir harika!
-Taksi ücretleri gayet uygun. Özellikle gece dışarı çıktıktan sonra otobüs kullanma ya da yürümeye üşenecek olursanız rahatlıkla taksiye binebilirsiniz. Yine de sizi kazıklama ihtimalleri olduğu aklınızda bulunsun. Kazıklansak kazıklansak 2-3 euro kazıklanırız diye düşünebilirsiniz, ama yok ya, yemezler, gözünüz açık olsun.
-Eğer ulaşım işine en baştan kesin çözüm arayışındaysanız tüm ulaşım araçlarını kapsayan bir BusPlus sistemleri var. 1-3-5 günlük versiyonları mevcut, tıpkı bizim akbil peşinde koştuğumuz gibi şehirdeki birçok büfe tarzı, gazete dergi ıvır zıvır satan yerden edinebilirsiniz.
-Şehirde dikkatinizi çekeceğine emin olduğumuz bir konu da neredeyse hiç kimsenin toplu taşıma için para ödemiyor olması olabilir. Size bunu yapmanızı öneremeyeceğiz (çünkü burası çok ciddi bir kurum) ancak sebebini açıklayabiliriz. Lokallerin, özellikle gençlerin büyük bir kısmı hükümeti protesto ettiklerini ve bu sebeple para ödemediklerini, bir kısmı ise kimse ödemediği için ben de ödemiyorum mantığıyla hareket ettiğini söylüyor. Siz de gaza gelip bedavacı takılmak isterseniz özellikle turistleri tespit edip ceza kestiklerini hatırlatalım.
-Belgrad’dan Başka Şehirlere Ulaşım
Belgrad’da vaktiniz bolsa ve yeni yerler arayışındaysanız seçeneğiniz bol. İster Hırvatistan’a geçin, ister Bosna’ya, ister Sırbistan’ın diğer şehirlerine. Biz kapıdan baktırıp kazma kürek yaktıran sinsi Mart ayının başlarında gittiğimiz Belgrad’da karar verdik ve Bosna’ya doğru yola çıktık. Fakat o konunun detaylarına girmeden önce bu yola çıkma meselesini sizin de nasıl yapabileceğinizi açıklayalım: Ya araba kiralayacaksınız, ya da otobüs ile yollara düşeceksiniz. Otobüslerin inanılmaz bitik olduğu ve gereksiz uzun sürdüğü konusunda birkaç farklı kişi tarafından korkutulmamız sonucu biz “oo road trip yapıyoruz ne kadar da genç ve asiyiz” diyerek araba kiralama kararı aldık. Size de şiddetle tavsiye ederiz.
-Arabayı Nikola Tesla Havaalanı’na indiğimizde Europcar’dan kiraladık ve 2 gün için 170 Euro gibi bir ücret ödedik. Bu fiyatın içine, navigasyon ücreti, kış lastiği, zincir gibi şeyler ve board pass de dahil. Gitmeden önce işin bir kısmını internetten halletmeye karar verdiğimizde bize 141 euro tutacağını söylemiş olsalar da, Belgrad’a işler biraz “geçirmasyon”a dönüştü, buradan kendilerini kınıyor ve arkalarından bol bol küfür ettiğimizi de belirtmek istiyorum. Eğer kışın gidecekseniz kış lastiği dahil fiyatı özellikle sorun, çünkü sitede yazan fiyatlar kış lastiği dahil fiyatlar değil. Öyle deseler bile değil. Güvenmeyiniz. Bu arada, tabi ki daha uygun araba seçenekleri mevcut, sitelerine girip inceleyebilirsiniz.
-Eğer arabayı Europcar’dan kiralayacaksanız kendilerinden yol için bir harita isteyip, size güzergahınızla ilgili önemli noktaları işaretlemelerini isteyebilirsiniz. İnanın havaalanında sorduğunuz her soruya “i really don’t know” cevabını veren tourist information’dan daha yararlı oluyorlar.
-Saraybosna
Belgrad’dan Saraybosna’ya geçmek gayet mantıklı bir karar. Yolculuk hava koşulları iyi olduğu takdirde arabayla yaklaşık 4 saat kadar sürüyor. Ancak eğer hava kötüyse, özellikle kar varsa gitmenin çok da mantıklı bir tercih olduğunu söyleyemeyeceğiz, çünkü yollar belli bir noktaya kadar o kadar da sorunlu olmasa da, bir noktadan sonra dağ yolundan ilerlemeniz gerekiyor ve koşullar gerçekten de sıkıntılı olabiliyor. İşin kötüsü yolda küçük kasabalara denk gelecek olsanız da, beklenmedik bir durumla karşı karşıya kaldığınızda konaklayabileceğiniz pek fazla seçenek yok.
-Eğer arabanıza navigasyon aldıysanız ilk istikametinizi Tuzla (evet şehrin adı Tuzla) olarak belirleyip oraya kadar ulaştıktan sonra Saraybosna olarak seçebilirsiniz, işler daha kolay oluyor.
-Novi Sad
Birçok insanın en az Belgrad kadar sevdiği, bizim ise geçirdiğimiz kısa süreden midir bilinmez o kadar vurulmadığımız Novi Sad, Sırbistan’ın turistik anlamda ilgi çeken bir diğer şehri. Bunun en büyük sebebi sanırsak Belgrad’a 1 saat uzaklıkta olması. Yani eğer Belgrad’da vaktiniz bol ise ve bir şehir daha keşfetmek niyetindeyseniz oldukça mantıklı ve sevimli bir tercih. Eğer şehri çok yakından tanımak gibi bir niyetiniz yok ise 1 günde birçok yerini görebilme şansınız da olacaktır.
Belgrad’da Gezilecek Yerler
*Kalemegdan
Kalemegdan, yani Türkçe kökenli adından da anlayabileceğiniz üzere Kale Meydan, adı Osmanlı döneminde verilmiş olan ve zamanla adı Sırpçaya daha yakın bir hale getirilmiş, kalenin bulunduğu bölgeye verilen isim. Belgrad’ın en turistik bölgelerinden biri olmasının yanı sıra halen ciddi anlamda Osmanlı etkileri yaşıyor. Hem tepeden şöyle bir şehir manzarasına bakabileceğiniz, hem parkta vakit geçirip hediyelik eşya alabileceğiniz hem de Kalemegdan kapsamındaki anıt, saat kulesi, kilise ve Askeri Müze gibi yerleri gezebileceğiniz bölge, gayet merkezi bir noktada olduğu için ulaşımınız da gayet kolay olacaktır.
-1750 yılında inşa edilmiş İstanbul Kapısı’nı ve Doğa Tarihi Müzesi’ni de gözden kaçırmayınız efendim.
-Askeri Müze Pazartesi günleri tabi ki kapalı. Diğer günler 10:00-17:00 arası açık. Giriş 150 RSD.
-Buradaki hediyelik eşyalar şehrin diğer noktalarına göre daha çeşitli ancak fiyatlar bir tık daha yüksek.
*Aziz Sava Katedrali
Belgrad’ın ikonik yapılarından biri olan ve inceden Helsinki Katedrali’ni anımsatan Aziz Sava Katedrali, Belgrad’daki en ihtişamlı yapılardan biri. Aslına bakarsanız Helsinki Katedrali’nin yanı sıra bir camiyi andırdığını düşünüyorsanız da yalnız değilsiniz. Zira, birçok kişi, bu katedralin Ayasofya’ya benzemesi niyetiyle yapıldığını düşünüyor. Gidip kendi gözlerinizle görünce bir kez daha değerlendirirsiniz artık.
*Nikola Tesla Müzesi
Nikola Tesla gibi efsanevi bir adamı daha yakından tanımak isterseniz Belgrad’da sizi heyecanlandıracak bir şeyler mevcut. Bu müzede bizce en önemli nokta kesinlikle rehberli turlardan birine katılmanız. Çünkü aksi takdirde müzede neyin ne olduğunu, ya da “ulan ne adammış be” dedirtecek cinsten bir takım deneyleri deneyimleyebilmeniz mümkün olmayacaktır. Aslında küçük bir müze olsa da, büyük bir adam üzerine olduğu için çok yüksek ihtimalle ilginizi çekecektir, ancak yine de çok daha iyi bir müze beklentisiyle gitmiş olduğumuz ve inceden hayal kırıklığı yaşadığımızı da itiraf edelim.
-10:00-18:00 arası açık. Giriş rehberli tur dahil 450 RSD.
-Krunska 51’de.
*Sırbistan Ulusal Müzesi
Belgrad’ın en ünlü meydanlarından Republic Square in göbeğinde bulunan National Musem Titian, Raphael, Monet, Degas, Van Gogh, Rubens, Kandinsky, Picasso, Gustav Klimt şeklinde ilerleyen dev sanatçıların eserlerini kapsayan bir müze. Aynı zamanda Yugoslavya döneminden kalma birçok esere de ev sahipliği yapıyor.
-Mart 2015 itibariyle yenileme çalışmaları nedeniyle kapalı olduğunu hatırlatalım. Umarım açık olduğu döneme denk gelebilirsiniz.
*Skadarlija
Belgrad’ın “bohem bölgesi” olarak nam salmış Skadarlija, gayet sevimli bir bölge olsa da, günümüzde biraz daha turistik bir hale geldiği için o bohem havasını biraz olsun kaybettiğini söyleyebiliriz. Cumhuriyet Meydanı’nın aşağısında kalan kısımları kapsayan ve şehrin pek ünlü Skadarska Caddesi’ni de kapsayan Skadarlija’nın sokaklarını, sanat galerilerini ve restoranlarını keşfetmek hoşunuza gidebilir.
-Skadarska üzerinde lokal yemekler deneyebileceğiniz, canlı müzik dinleyebileceğiniz birçok restoran mevcut. Evet turistler buraya fazlasıyla akın ediyor, ancak lokaller de bu bölgeyi tamamıyla turistlere teslim etmemiş durumdalar.
*St. Mark’s Kilisesi
Türkçe kökenli ismiyle adını kolay bir biçimde aklınızda tutabileceğiniz Tasmajdan’ın hemen yanında bulunan St. Mark’s Church halen aktif olarak kullanılan ve mimarisiyle çok yüksek ihtimalle ilginizi çekecek bir Ortodoks kilisesi. Kendileri Bizans mimarisin canlandırmak niyetiyle inşa edilmiş. Buraya kadar gelmişken Tasmajdan Parkı’nı da şöyle bir turlayabilirsiniz.
*Knez Mihajlova
Her yeri İstanbul’da bir noktaya benzetmezse ölecek hastalığına yakalandığımız için Knez Mihajlova’yı da bir çeşit İstiklal Caddesi olarak kabul edebiliriz. Türlü türlü mağaza, pasaj restoran, sokak sanatçısı ve birkaç sanat galerisi ile karşılaşabileceğiniz bu caddeyi şöyle bir turlayabilir, yazın gittiyseniz kalabalıktan cinnet geçirebilir, mümkünse yemek programınızı bu cadde üzerindeki mekanlardan birinde değil, aşağıdaki önerilerimden birine yapabilirsiniz. (Hafif tehditkar oldu sanki)
*Strahinjica Bana burada olsa saçma sapan bir şekilde 4353 sen öncesinin lafıyla “tiki” yaftası yapıştıralacak lokallerin günün her saati akın ettiği, kafelerle ve restoranlarla dolup taşan, popüler bir cadde. Republic Square ya da Kalemegdan gibi noktalardan yürüme mesafesi olduğu için bir kahve, bir içki ya da akşamüstü atıştırmalıkları için buraya uğrayabilirsiniz. Aşağıda bu bölgeden öneriler mevcut.
*Zemun yeni şehrin merkezi. Bölge son dönemlerde inanılmaz canlandığı için civarda birçok restoran ve kulüp açılmış durumda. Eski şehir bölgesinden çıkıp şehri biraz daha tanımak niyetindeyseniz ilk istikamet kesinlikle burası olmalı.
*Tadilatta olduğu için Belgrade Modern Art Museum’a gidemedik, dolayısıyla yorum yapabilme şansımız da olmuyor. Artık gidenlerden yorumlarını bekliyoruz.
Belgrad’da Yeme-İçme
Belgrad’da fiyatların uygun olmasından mütevellit yeme içme konusunda kendinizi kaybetmeniz oldukça muhtemel. Üstelik şehir Avrupa’daki şehirlerde olduğu gibi saat 18:00’den itibaren adeta dünyanın sonu gelmeli (tamam tamam post apokaliptik olsun hadi) Will Smith filmi havasına bürünüp sokakta 4-5 kişi falan kalmadığı için, dışarı çıkıp restoran ya da barlarda vakit geçirmeye daha bir hevesli olacağınızı düşünüyoruz.
Lorenzo&Kakalamba
Şehrin bu aralar en popüler restoranı kesinlikle Lorenzo&Kakalamba. Lokal yemeklerin yanı sıra dünya mutfağından türlü türlü yemek deneyebileceğiniz bu restoran hem turistler hem de lokaller tarafından keşfedilmiş durumda olduğu için rezervasyon şart. Bu arada, restoranın hangi noktasında yerseniz yiyin, kesinlikle restoranın tamamına şöyle bir göz atmayı ihmal etmeyin. (Bu öneriye tuvaletler de dahil)
-Adres: Cvijiceva 110.
-Kıyafet konusunda rahat olabilirsiniz, ama eşofmanla da gitmeyin tabi.
Supermarket Concept Store
Bu restoran&mağaza karışımı mekan İstanbul’da açılsa muhtemelen izdiham yaşanacak cinsten bir yer. Hem tasarım ürünlerin hem de içki içebileceğiniz ve yemek yiyebileceğiniz bir restoranın bir arada bulunduğu Supermarket gerçekten şahane fikir. Yemeklerinin çok şahane olduğunu söylersek “her şeyi çok beğenen blogger’cılık” yapmış olacağımız için doğruyu söyleyelim, pek de bir şeye benzemiyorlar. Ancak konsept mağaza kısmında hoşunuza gidebilecek şeyler bulmanız gayet olası.
-Visnijceva 10’da, Strahinjica Bana yakınlarında.
Cantina de Frida
Gündüzleri restoran, akşamları restoran&bar karışımı olarak hizmet veren Cantina de Frida, adından da anlayabileceğiniz üzere Frida konsepti üzerinden yürümüş, hem tatlı bir dekorasyonu hem de latin havaları taşıyan bir mekan. Çok çok popüler olduğu için özellikle akşamları yer bulmak oldukça güç. Ama yemeklerinin hepsinin gayet lezzetli olduğunu söyleyebiliriz.
-Mekanı görünce akşamları latin rüzgarları esebileceğini düşünebilirsiniz, ancak işlerin her akşam bu şekilde ilerlemediğini belirtelim. Özellikle cuma ve cumartesi geceleri tıklım tıkış, kendi ekseninizde bile dönemediğiniz bir kulüp haline geldiği de olabiliyor.
-Siz de bizim gibi Frida hayranıysanız, mekanda oldukça uygun fiyata satılan Frida silüetli kupalardan edinebilirsiniz, gözünüzden kaçarsa diye hatırlatalım dedik.
-Beton Hala’da bulunuyor, kime sorsanız gösterir kolaylığında.
Dva Jelena
Dva Jelena hakkında bilmeniz gereken 2 önemli şey var. (Dva Jelena hakkında konuşmayacaksınız esprisi yapmak için ideal bir an) Birincisi, ne olursa olsun asla en arkadaki turistleri tıkıştırdıkları bölümde oturmamalısınız, çünkü full turist muamelesi görürsünüz. İkincisi, turistleri tıkıştırmadıkları bölümde sigara dumanından bayılmazsanız bundan sonraki yaşantınızda da bayılacağınızı sanmıyoruz. Zira orası bir restorandan çok “ölüm odası” olarak adlandırılabilir. Fakat bunun dışında lokal yemekler denemek istiyorsanız Skadarska gibi aşırı turistik bir bölgeye göre şahane bir tercih olduğunu da ekleyelim. Her turistik aktiviteyi kötülemenin de alemi yok.
-Skadarska 32’de bulunuyor.
-Garsonlardan ortaya lokal yemeklerden oluşan bir giriş tabağı isterseniz hem içinizdeki “bizim masaya özel muamele yapsınlar biz çok özeliz” insanını yatıştırabilir, hem de hakikaten lezzetli şeyler deneyebilirsiniz.
Druga Piazza
Bir İtalyan restoranı olan Druga Piazza bize kalırsa şehirdeki en iyi pizza yapan mekanlardan biri. Üstelik akşamları hem çok hareketli oluyor, hem de civardaki diğer mekanları da deneyebilmek adına gayet iyi bir noktada bulunuyor. Kokteylleri de gayet lezzetli.
-Beton Hala’da bulunuyor.
-Patlıcanlı&peynirli pizzasına nasıl kefiliz nasıl kefiliz bir bilseniz!
Mamma’s Biscuit House
Belgrad’ın en “Moon Boots’larımı giyerim, minik köpeğim kucağımda gezinirim” kızlarını barındıran Stahinjica Bana’da bulunan Mamma’s Biscuit House dışarıdan bakınca ilginizi çekmeyebilir, ama içine girerseniz müthiş lezzetli tatlıları konusunda kendinizi kaybetme ihtimaliniz çok yüksek. İçeride hem içki hem de türlü türlü kahve bulabileceğiniz mekanın frambuazlı, altı bezeden yapılmış tatlısını denemeyi de ihmal etmeyin.
-Strahinjica Bana üzerinde.
Amelie Cafe
Bir kere baştan söyleyelim, buranın sahibi kadına inanılmaz ayar oluyoruz. Samimiyet yoksunu bir GICIK olmasını kenara koyacak olursak, bir akşamüstünüzü Amelie Cafe’nin küçük ve sıcak ortamında kahve içererek geçirmekten hoşlanacağınızı düşünüyoruz. Üstelik lokallerle dolup taşan bir nokta olduğu için kendinizi Belgrad halkının arasına karışmış, turistlerden kaçmayı başarmış bir halde, yüzünüzde gururlu bir ifadeyle yakalayabilirsiniz.
-Tek başına gezenlerdenseniz buranın üst katında sakin sakin oturup kitabınızı okuyabilir, kendinizi şehre iyice kaptırabilirsiniz.
-Toplicin venac 4’te bulunuyor.
Przionica
Przionica’ya gitmek üzere yola çıktığınızda bilmeniz gereken bir şey var; Mekana yaklaşmanıza az kalmışken aniden vuracak “Abi sanayiye geldik” hissine kapılmadan önce sakinleşin ve derin bir nefes alın. Çünkü burası hipsterların var ettiği bir kafe, tabi ki sanayiye geleceksiniz. Kahveleri güzel midir güzeldir. Belgrad’ın hipster kitlesini merak ediyorsanız tam yerine mi geldiniz? Tabi ki! O zaman denemekten zarar gelmez diyelim.
-Pazar günleri kapalı.
-Dobracina 59b’de. Bulamazsanız Stahinjica Bana yakınlarına kadar gidip civarda sormayı deneyin.
Koffein
Bu kadar kahveci dolaşmışken lokallerin tavsiyesi üzerine Koffein’e uğramadan da geçmeyelim dedik. Koffein’in kahveleri gerçekten başarılı. Üstelik size beğendiğinizi alıp evinizde yapma olanağı tanıması güzel oluyor. İçeride yalnızca kahve değil çeşitli atıştırmalık ve kek pasta makaron benzeri şey bulabilmeniz de mümkün. Ancak içerisi pek oturulabilir bir genişlikte değil, dışarısı daha geniş, Belgrad soğuklarına maruz kalmaktan bunaldıysanız aklınızda bulunsun.
-Venizelosova üzerinde.
Pekara Toma
Sırf adıyla bile 10 Türk vatandaşına inme indirme gücünde olan Toma, öyle tahmin ettiğiniz gibi ürkütücü bir yer falan değil. Bir pastane zinciri ve şehrin birkaç noktasında bulabilmeniz mümkün. Sabahları kahvaltı meselesini hızlıdan alıp kendinizi Belgrad sokaklarına atmak istiyorsanız baya muhteşem hamur işi ürünleri yapıyorlar. Çeşit çeşit börek (ya da onların deyişiyle burek), tatlı ve diğer unlu mamulü burada bulabilir, obeziteye hoş geldin partisi verebilirsiniz.
*Biz denemeye gidemedik, eğer vaktiniz var ise Prava Pljeskavica isimli Belgrad usulü köfte ekmek yapan amcanın büfesine uğrayın da bize de güzel miymiş değil miymiş haber edin.
*Biz Belgrad’da yediğimiz en efsane yemekleri gerçekten esnaf lokantalarında yedik. Bunu “ayy esnaf lokantasına bayılıyorum çok orijinaaal….” diyenlerin tribiyle söylemiyoruz, hakikaten çok başarılı şeylerde denk geldik. Belgrad’ın en iyi Cevapi’sini, en güzel musakkalarını, en güzel elma tatlılarını hep bu tip restoranlarda yedik. Adını yaz ulan o zaman diyebilirsiniz, alfabelerini algılayamadığımız için yazamıyoruz maalesef, artık sizin keşif gücünüze kaldı. (Bir tanesi Amelie Cafe’ye çok yakın)
*Restoranlara giderken 1-2 gün önceden, hatta Belgrad’a gitmeden rezervasyon yaptırmakta fayda var, çünkü özellikle yukarıda da belirttiğimiz gibi dönemsel olarak popülerleşen restoranlarda ciddi anlamda izdiham oluyor ve gününde yer bulabilme ihtimaliniz çok düşük.
*Ülkenin yerel içkisi Rakija. Genellikle shot şeklinde, çeşitli aromalar ile servis ediyorlar. Öyle renkli, şirin durduğuna bakmayın, adamın ağzını kırar, ona göre için.
*Geç saatte yemeğe gitmek konusunda hiçbir çekinceniz olmasın, 10’da yemek yemeye gittiğimiz bile oldu, ancak hiçbir restoranda “mutfağımız kapandı” cümlesini duymadık.
*Yemek porsiyonları DEVASA. Dolayısıyla birçok şeyi paylaşarak yemeyi değerlendirebilirsiniz.
–Cevapi, ya da diğer adıyla Cevapcici’yi denemeyi unutmayın. Aslında bildiğimiz Tekirdağ köfte formunda gelenleri olsa da, bir de dev bir köftenin altına kaymak doldurulmuş halde gelen versiyonu var ki, adamı ağlatır arkadaşlar. Kaçırmayınız.
İpuçları
–Sırplarla ve Sırpların Türklere olan bakışlarıyla ilgili “Türkleri hiç sevmezler” ya da “Aşırı milliyetçilermiş” gibi genellemeler yapılıp duruyor. Biz orada onlarca kişiye Türk olduğumuzdan söz ettik ve karşılığında gayet samimi tepkiler aldık. Alın size saçma sapan genellemelere kapılmamak için bir sebep daha!
–Belgrad’ın alışveriş yapmak için şahane bir tercih olduğunu söylersek, basbaya sallamış oluruz. Çünkü hem Türkiye’ye kıyasla seçenek az, hem de var olan seçenekler Türkiye ile benzer fiyatlarda ve hali hazırda bizde de bulunan markalar. Ama ben bu yola baş koydum, alışveriş merkezi görmeden yaşayamıyorum diyorsanız USCE Shopping Center ellerinizden öper. Ama beklentileri düşürmekte fayda var.
-Eğer tasarım ürünlerden hoşlanıyorsanız ve özellikle güzel tabak çanak gördüğünde kendini kaybedenlerdenseniz, Belgrad’lı “Remake” ekibinin ellerinden çıkan ve “BEN BUNU ALMAZSAM ŞURACIKTA ÖLECEĞİM” dedirtecek tarzda güzel ve uygun fiyatlı ürünler bulabileceğiniz Ana Ljubinkovic’e bi’ göz atabilirsiniz.
-Alfabelerini çözmek için zaman ayırmak saçma gelebilir, ama biraz alıştıktan sonra bazı harfler yardımıyla haritadaki yerinizi yavaş yavaş algılamaya başlıyorsunuz, ben bunu anlamam diyerek şans vermekten vazgeçmeyin. Derdinizi anlatamayacak ama şekillerden çözebilecek kadar kiril öğrenmekten kimseye zarar gelmez.
-Belgrad’da her yerde sigara içiliyor. Her yerde derken abartmıyoruz, tüm kapalı mekanlar, barlar, restoranlar, hatta bazı butiklerde bile. Bu konuda bir hassasiyetiniz varsa bittiniz, soğukta sigara içmekten sıkıntı bastıysa yaşadınız diyelim.
-Alışveriş yapmak işini asla Pazar gününe bırakmamalısınız zira birçok şehre göre çok daha aktif bir şehir olmasına karşın Belgrad Pazar günleri komple kapanıyor desek abartmış olmayız. Bu durum birçok kafe ve restoran için bile geçerli.